banner37

Cumalıkızıkta Marilyn Monroe

Cumalıkızık’ı herkes duymuştur. Bursa’nın bozulmamış tarihi köyü…

Osmanlı zamanından kalan bu köyde geçen başıma oldukça ilginç bir şey geldi. O dar güzelim sokaklardan gezerken karşımda bir de ne göreyim. John F. Kennedy’nin gizli aşkı, Freud’a meydan okuyan kadın Marilyn Monroe. O meşhur fotosuyla karşımda. Tablo olarak satılıyor.  Şimdi bunun neresi ilginç diyebilirsiniz tabi. Bir Osmanlı köyü olarak bilinen bu güzide köyümüz ya popülizmin kurbanı olmuş ya da şu evrensel köy jargonuna cuk diye uymuş. Ben bunları düşünürken bir ağabey tabloyu satın almasın mı? Adamda ki mutluluğu gördükten sonra diyecek hiçbir şeyim kalmadı. Dünya aslında global bir köydür diyen McLuhan amcaya bir Fatiha okudum geçtim.

Amerika’ya gitmedim. Gitmeyi çok istedim bu arada. Sevdiğimden değil halkı nasıl bir kafa yaşıyor diye. Ama şunu merak ediyorum. Amerika’nın tarihi bir kasabasında herhangi bir Türk sanatçısının posteri kültürel pazarlama olarak satılıyor mudur? Yahut şu meşhur Bled gölünde Türk şairlerin mısraları tablolara asılıyor mudur?

Ben fena halde bu durumdan mütevellit kızgınım ama bir şey yapamıyorum. Bütün dünya insanları Mcdonalds mı yiyecek, Coca Cola mı içeçecek derken küreselleşme karşıtı olup çıktım. Wall Street önünde eylemci olmazsam iyidir.

Oysa küreselleşme bir taraftan kültürel bilgi sağlarken bir taraftan da farklılıkları derinleştirmekte en azından su yüzeyine çıkmasına olanak tanımaktadır. Nitekim küreselleşme sürecinde evrensellik ile yerellik gibi zıt görüşler etkileşim halinde bulunabilir. Hatta küresellik bunu ideolojik olarak teşvik eder görünür. Aslında olayın gerçeği ekonomik olarak kapitalizm karşısında kültürel çoğunluğa izin verilmesidir. İnsanların ‘’tüketim toplumu’’ nda sadece tüketme eğilimlerinin arttırılması temel hedeftir. Tüketilen şeylerin benzer veya farklı olması detaydan ibaret. Yani senden benden istenen şey bu ağabeyler ablalar.

Tüketmek!

Üretmek yerine hala tüketiyor muyuz yoksa!

YORUM EKLE
YORUMLAR
Ömer göven
Ömer göven - 5 yıl Önce

Kime sorarsan milliyetçi dir vatanını milletini sever ama milletinin dayısının teyzesinin abisinin amcasının ürettiği marketlerde on beş lira ya kilosu satılan beyaz ayçekirdeğini almaz yirmi beşlira kilosu olan siyah Çin aydını alır yerli üretim hiç cazip gelmez Avrupa lı olacak illa ithal olacak zaten bu yüzden üretim yarı yarıya indi sanayi bitme noktasına geldi üreten değil tüketen toplum olduk çıktık bizde bu yabancı hayranlığı varken sanatçı da satar cocolada satar hepsi satar ama sorarsan hep milliyetçi yiz yahu diler yeni yeni sanaiye ağırlık verdiklerinde yahudi iş yerine aynı gazete den hergün Onar tane alıyormuş demişler neden on gazete onuda aynı bunların demişki ben kazanıyorum oda kazansın yahudi ler bu mantıkla bu yerlere geldi artık sözde milliyetçi liği bırakalım yerli malı yurdun malı diyelim üretene üretime sahip çıkalım çok güzel bir konuyu değinmişsin Burak kardeşim tebrik ederim başarıların daim olsun inşAllah

Şükrü Kaya
Şükrü Kaya - 5 yıl Önce

Farkındaymışım bilmem ama deşeküllü Türk küldürü aldığının bir ifadesi olarak kabul ediyorum.
Şim hiç bir Avrupa ülkesinde safı hane köyünde böyle bir işlem ,Özlem göremezsin neden mi ! çalışıp emek vermeden kazandığı verilere değer vermez temel eğitim alırken ilk şart çöçuğa bu oğredilir da ondan.
Bize ise uyu uyu yat uyu öğretiyorlar da !

Ragıp erten
Ragıp erten - 5 yıl Önce

Burak bey cok tesekkurler bizi aydınlattınız

Birge Karakılıç
Birge Karakılıç - 5 yıl Önce

Bir şeyler hep ağzımızda aslında, şikayet ettiğimiz konuların başrolünde aslında kendimiz varız. Şikayet ederken bı silkelensek bence çok minnoş bir millet olabiliriz.

Nilgün Çevik
Nilgün Çevik - 5 yıl Önce

Çok güzel tespitler.Farkındalık yaratmış.