Ümraniye Belediyesi nikah sarayında gerçekleşen, Cihannüma Ümraniye Dostluk Derneğinin düzenlediği gecede eski Saadet Partililer,  Refah Partililer ve çok sayıda AK Partili dostlar bir araya gelerek hasret giderdi.

Eski siyasetçiler ve çok sayıda iş insanının bir araya geldiği eski dostların bir araya geldiği gecede 40 yılın hasreti giderildi ve duygusal anlar yaşandı. Osman Osmanoğlu Hocanın okuduğu Kuran’ı Kerim tilaveti ile başlayan gece Cihannüma Derneği Başkanı Resul Güzel' in konuşmasıyla devam etti. Siyaset ve iş dünyasından çok sayıda davetlinin katıldığı dostluk buluşma gecesinde Ümraniye Belediye Başkan İsmet Yıldırım,  Ümraniye Eski Belediye Başkanı Hasan Can ve Cihannüma Dernekleri Genel Başkanı günün önem ve anlamını içeren birer konuşma yaptılar.

40 Yıllık Dostlardan Birlik Beraberlik Mesajı

40 yılın hasretimin giderildiği ve eski vefalı dostların buluştuğu anlamlı gecede Ümraniye Şube Başkanı Resul Güzel her kesimden geceye katılan Davetlilere hitaben yaptığı konuşmada, “Cihannüma, Buradaki tüm eski emektar vefalı vatansever kardeşlerimizi dostlarımızı bir çatı altında toplanmaya davet ediyorum” dedi.

Başkan Resul Güzel konuşmasını şöyle sürdürdü; “ Sizleri hürmet ve muhabbetle selamlıyorum! Aynı dertle dertlenen, aynı davaya gönül veren siz sevgili gönüldaşlarım, hepiniz hoş geldiniz, sefalar getirdiniz! Peygamber-i Ekber bir hadis-i nebevîlerinde buyuruyor ki: “Önce selâm, sonra kelâm.”  Ve dahi selamlarım! “Sâhib-i Hakîki’yi selâmlarım. Sağımı, solumu, önümü, ardımı selâmlarım. “Levlâke sırrının mazharını selâmlarım. Cihâr-ı Yâr-ı Güzîn’i selâmlarım. Mü’minleri, müslimleri ve siz sevgili dostlarımı gönülden selâmlarım! Bu akşam burada olmanızdan ötürü müteşekkirim! Efendimiz buyuruyor ki “Önce refik, sonra tarik”. Önce yolda yoldaş, sonra yol. 80’de sizlerle tanıştık, sonra bu yola revan olduk. Beraber yürüdük.  Dostluğun, vefanın anlamını yaşayarak hep birlikte öğrendik. Geriye baktığımda 40 seneden fazla bir zamanı tüketmişiz. Malumunuz 40 sayısı sırlıdır. Eğer bir dava ya da bir hayat kırka baliğ olmuşsa olgunlaşmış demektir. Çok şükür meyvelerini gördük ve görmeye de devam edeceğiz inşallah!” diyerek konuşmasına devam etti.

 “Dostluğun mayasında sevginin olduğu ve birbirimizi sevmedikçe iman etmiş olmayacağımız”

Başkan güzel konuşmasında; “Müsaadenizle bu akşam dostluk üzerine birkaç kelam etmek istiyorum. Fakat benim size bir mübarek söz gibi arz edeceğim bir husus yok. Zaten her şey söylenmedi mi? Kelâm-ı Kadîm’de söylendi. Veda Hutbesi’nde söylendi. Dostluğun mayasında sevginin olduğu ve birbirimizi sevmedikçe iman etmiş olmayacağımız da imanın ilk şartı olarak söylendi. Ben, konuyla ilgili Fethi Gemuhluoğlu Hoca’dan alıntılar yapmak istiyorum. Merhum dost ol kişidir ki, der; öldürülmesi mukarrer olan gecede peygamberin yatağında yatar ve ona Şâh-ı Velâyet denir. Dost ol kişidir ki, “Yâr-ı Gâr”dır. Kucağında mübarek bir emanet taşır ve bütün delikleri elbisesinden kopardığı parçalarla kapatır. Son bir delik kalmıştır. Dost, son deliğe taban görünümlü gönlünü uzatandır, gönlüyle orayı yamayandır. Sevgili Dostlarım, yani her şey gönülde cereyan edip gönülde tahassun ediyor. Gönül hanemize sığdırdıklarımızı hayatımıza ne kolay kabul ediyoruz. Evlatlarımız önce gönlümüzde döllendiği için onları bu sebeple çok seviyoruz. Yapılan bir iş gönüldense kıymetli oluyor. Allah da elimize yüzümüze değil, gönlümüze nazar kılıyor. Gönül hanelerimizi temiz tutmamızı ve oranın süprüntülerden pir-ü pak olmasını istiyor. Bu sebeple sizleri, önce kendi haneme davet ediyor, sonra gönüllerinizde tahassun etmek istiyorum” ifadesini kullandı.

“Eleştirmek yerine tebliğ vazifesini yükleneceğiz”

Konuşmasına duygusal sözlerle damga vuran Başkan Güzel; “Geçmiş zamana nazar edecek olsak bizdeki yanlışlığın tenkit fikrinden başladığını göreceğiz. Yanlışlık, dost olmamakta… Biz; insana dost olmak, fikre dost olmak, coğrafyaya dost olmak, tarihe dost olmak, kendi bedenine dost olmak, komşuya dost olmak gibi merhale merhale bütün dostlukları kuşanmalıyız. Meselemiz yıllar önce bir nizam üzere ortaya konmuştur. Dün devraldığımız emaneti bugünkü sahibine yine nizam üzere va’z edeceğiz. Eleştirmek ne kolay bir meslek… Bunun yerine tebliğ vazifesini yükleneceğiz. O zaman dünya –ki hanemiz, şehrimiz, memleketimiz- yaşanmaya değer olacaktır. Ve ben de bir şair hassasiyetiyle bu dünya denilen tarlayı, kiri ile pası ile sevmeye ve sürmeye değer buluyorum. Sevgili Dostlarım, sözlerimde kabul görmeyen kısımlar olabilir. Hoş görünüze sığınıyorum. Hâl sarîdir derler ya… Benim hatalarım bulaşmasın kimseye. Bu akşam şevkiniz sârî olsun, cezbeniz sârî olsun ve aşkınız sârî olsun! Ateşinizden bizim çerağımız da tutuşsun! Hülasa: 40 yılı aşkın bir süredir birlikteliğimiz devam ediyor. Şimdi bu salonda olmayan arkadaşlarımızı anmak istiyorum. Ebediyete uğurladıklarımızı rahmet ve minnetle yâd ediyorum. Hepsini muhabbetle hatırlıyor ve aziz hatıralarını gönlümde taşıyorum” dedi.

Karma Toplantıda Türk siyasetinde önemli bir yeri Olan Prof.  Dr.  Necmettin Erbakan Anıldı

 Hepimiz şahit durmadık mı? Nice devrilişler, yıkılışlar yaşadık. Kimi zaman düşsek de ayağa kalkabildik. Zaman tercüme edinceye kadar Hoca'mızın sözlerini, vazifemiz gereği uğraşıp didindik. Geminin su almasına belki engel olamadık, çok şükür onu batmaktan da kurtardık. Haksız bir davada zirve olmaktansa haklı bir davada zerre olmayı şeref bilen Erbakan Hoca’mızı on yıl evvel uğurladık. Rahmet olsun! Hepsi öncüydü ve bizim için kıymetliydi. Saffı evveldiler. İçlerinde yazar ve şair takımı ziyade. Sevincimizi, hüznümüzü onların sözleriyle, şiirleriyle yıllarca terennüm etmedik mi? 80'de ilk üstadı gönderdik. Dik ve mağrurdu. Müslüman ümitsiz olamazdı. “Üzülme davanın sahibi Hak’tır/ Hak olan davada zafer muhakkaktır.” Yakın zamanda Sezai Karakoç’u uğurladık. Gitmeden nakşetmedi mi zihnimize yenilgi büyüyen zaferleri? Abdurrahim Karakoç, muhalde mümkünü aratırken suları biz de ıslatamadık; lakin imkânsız diye bir şeyin olmadığını da öğrendik.

“Nefesler pâyende ola. Kulûb-ı âşıkan küşâde ola”

Son olarak vefat eden dostlardan söz eden Başkan Güzel; “Bunca vefatın ardından şunu iyi belledik: Bazı güneşler yeniden doğmak üzere batmakta. Onların ölümleri, hak bir davanın altına atılmış imzalardır ve hayatları kadar hizmet edecektir. Sözlerim burada tükeniyor. Ve size diyorum ki gözünüz aydın olsun; sabah olmakta, küfür ne kadar debelenirse debelensin, zamanı dolmakta... Çünkü "Ne yapsalar boş, göklerden gelen bir karar vardır!" Çünkü Hak ebedîdir. Her zaman öyleydi. Çünkü her zaman imân bir şevktir ve onun vakti henüz ecelsizdir. Son sözüm: “Nefesler pâyende ola. Kulûb-ı âşıkan küşâde ola… Bana hakkınızı helâl ediniz” diyerek konuşmasını noktaladı.

Editör: Haber Merkezi