Pandemi dönemini yaşadığımız bu günlerde tarım ve gıda sektörlerinin başarılı bir sınav verdiğini dile getiren Tevfik Dinçer;  “gıda sektörü özellikle pandemi sürecinde, gıda temin sürecindeki panik havasının atlatılmasında canla başla bu sürece katkı vermiştir,  vermeye de devam edeceğinden kuşkum yoktur. Özellikle sağlıklı gıdanın temininde, gıda işletmelerinin birçoğu mesai yaparak, üretimlerini arttırmış, rafları doldurmuş ve marketlerdeki rafları boş bırakmamaya çalışarak pandemi sürecinin olumlu şekilde atlatılmasına katkı sağlamıştır.”

Nihai Olarak Üretim Kesin Çözüm Hedefimiz Olmalıdır

Dinçer; “Gıda sektörünün hububat ve bakliyat tarafında, üretim süreçlerinde; Tarım İl Müdürlüğü, bölgedeki lisanslı depocular, ÇKS sisteminde bölgede ekim yapan büyük üreticiler ve fabrikalar ile borsalardan faydalanarak bölgesel üretim envanteri oluşturulabilir. Gıda imalatında imalat yerleri, kayıtlı oldukları STK’lar ve derneklerden tespit edilerek, çalışma süreç ve üretimleri kayıt altına alınabilir, ilgili ve sorumlu tespit edilerek planlanarak sağlıklı ve sürekli ilişki ortamı sağlanabilir. Kriz dönemlerinde satın alma noktaları ile iletişim sağlanarak, gıdanın sunuş biçimleri oluşturulabilir.  Son olarak yaşanan panik döneminde sunuşlarda ufak tefek yaşanan sıkıntılardan dersler çıkarılabilir, geliştirilebilir.”

Pandemi sürecinde, piyasalardaki panik havasından dolayı, dışarıdan ithal ettiğimiz ürün fiyatlarında hem döviz hem de talep kaynaklı fiyat artışları olduğunu belirten Dinçer; “Bunun için önceliğimizin bu hasat dönemi için ekilişlerin teşvik edilmesi, üretim tüketim envanteri göz önüne alınarak, eksikliklerimizin önceden ve kısa vade için ithalatının fiyatlar ucuz iken planlanmasını orta ve uzun vadede de eksik ürünlerimizin mutlaka ekilişlerinin sağlanması gerektiğini belirtmiştim. Nihai olarak kesin çözüm için, “ÜRETİM” hedefimiz olmalıdır.

“Çok Daha Dirençli, Ekonomik ve Ekolojik Bir Tarım ve Gıda Sistemini Kurabiliriz”

Dinçer; “Pandemi sürecinde panik yaşandı ancak ramazan öncesi pozisyondan dolayı tedarikte zaman açısından sıkıntı yaşandı, ama mal temininde sorun olmadı. İthalat yaptığımız ürünlerde fiyat artışı yaşandı. Eksiklik yaşadığımız ve dışarıdan İthalatını yaptığımız ürünlerde, pandemi sürecinde ihracatlarını yasakladılar. Pandemi sürecinde, bakliyatta, yeşil mercimek, barbunya fasulyesi. Sadece bu yıl beyaz fasulyede sıkıntı yaşanarak fiyatları arttı. Buğday, bulgurda, nohutta ve pirinçte sıkıntı yaşanmadı. Öte yandan 2019 Aralık ayı sonunda Çin’de başlayan salgının 4 ay gibi kısa bir sürede dünyayı sardı. Bulaşma hızı diğer virüslere nazaran 8 kat, ölülerin 10 kat daha fazla olduğu görüldü. Dünya sağlık örgütü gecikmeli olarak 11 Martta küresel salgın yani pandemi olarak ilan etmek zorunda kaldı.

Birleşmiş milletler tarım ve gıda örgütü FAO geliri düşük ve dayanıksız toplum kesimlerini korumak için hızlı önlemler alınmasını yoksa bir gıda krizi yaşanma riski olabileceğini belirtti. Öte yandan gıda tedarik ağları kurulabilir. Üretici ve tüketici arasındaki mesafeyi ortadan kaldırarak, yerel düzeyde her bir şehir ve ilçe düzeyinde gıda zincirinde, yerel yönetimler mahalle düzeyinde gıda topluluklarını kolaylaştıracak rol üstlenmeliler.

Pandemi Sürecinde Gıda, Sağlık ve Lojistik Sektörleri Ön Plana Çıktı

Dinçer Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Tevfik Dinçer, “Pandemi süreci, yurt içi ve yurt dışı tarım piyasalarında farklı şekillerde etkiler yarattı. Başta sağlık gıda ve lojistik sektörleri bu panik ortamında üzerlerine düşeni yaparak, rafları boş bırakmayarak panik ortamına izin vermedi. Tarımsal üretimin ne kadar önemli ve stratejik bir sektör olduğu ön plana çıktı. Sağlık bakanlığı ve tarımsal sektör temsilcileri özverili çalışarak panik ortamını bertaraf etmek için çalıştı. Tarladan perakendeye kadar gıdanın %14’ü kayboluyor. Ülkemizde her yıl 8,8 milyon ton gıda çöpe gidiyor. İsraf edilen gıdanın yüzde 2’sini çöpe atmazsak, 360 bin ailenin 1 yıllık asgari geçimi sağlanıyor. Rusya, Kazakistan, Kırgızistan, Belarus ve Ermenistan 12 Nisan - 30 Haziran tarihleri arasında pirinç, karabuğday, soğan ürünlerinin çıkışını yasakladı. Bizde raflara hızlı bir yöneliş ile panik ortamı oluştu. Makarna ve bakliyat ile gıda sektöründe ciddi hareketlenme yaşandı. Üretim eksiği yaşadığımız ve ithal edilen ürünlerde dövize ve talebe bağlı olarak fiyat artışları yaşandı. Tarımsal sektöre daha çok önem verilmeli ve tarımsal envanter oluşturulmalıdır. Gıda güvenliği zinciri oluşturulmalı, üretim planlanmalı-boş alan kalmamalı, gıda israfı politikası oluşturulmalı israf ve tasarruf çok önemsenmeli.”  

Zaman Salgın ile Topyekûn Mücadele Dönemidir

Dinçer; “Okullar kademeli olarak açılıyor. Fabrikalar, restoranlar, oteller, AVM’ler, tamirhaneler gıda işletmeleri, yani tüm işyerleri bizler bu süreçte Covid-19 ile mücadelede Bakanlığımızın açıkladığı korunmak için ilgili yönergeleri dikkatle takip etmek ve uygulamak için yardımcı olmalıyız diye düşünüyorum.  Bu hem toplumsal bir sorumluluk hem de sağlığımız açısından önemli bir durumdur. Bu mücadelenin bir yandan sağlık boyutu öte yandan ekonomik boyutu var. Sağlık her şeyden önemli ve her şeyden öncedir. Ama ekonomik boyutu da oldukça önemlidir. Yani bir yandan sağlığımıza dikkat ederken öte yandan toplumsal kalkınmamıza da katkı veren çalışmalarımızı ihmal edemeyiz. Bu anlamda her iki duruma da dikkat etmeliyiz. Bu pandemi sürecinde üç sektör gerçekten çok önemli görevleri üstlenerek üzerine düşeni yapmıştır.  Sağlık sektöründeki, doktor, hemşire ve tüm paydaşlarına gerçekten teşekkür ederiz. Pandemi’nin patladığı Mart ayından bu yana, canla başla çalışarak, bu süreci en az zararla ve elden geldiğince, az hasarla atlatılmasında üzerlerine düşeni yapmışlardır” Dedi.